ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta yine ilginç bir çıkışa imza attı. Trump,ABD Merkez Banka'sının baskı altına alınmaması gerektiği ilkesini suistimal ederek, ''Fed'in faiz arttırması konusunda mutlu değilim'' dedi.
Bildiğiniz gibi faiz üzerinden Merkez Bankasını hedef alan açıklamalara Türkiye de de çok sık rastlıyoruz. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, sık sık faiz ile alakalı söylemlerde bulunmakla birlikte 'Faiz Sebep,Enflasyon Neticedir' önermesinin de sahibidir. Gerçekten bunun böyle olup olmadığı ayrı bir yazı konusu olabilir. Daha sonra üzerinde konuşabiliriz. Biz konumuza dönelim.
Amerikan Merkez Bankası (FED),Trump'ın göreve başladığı Ocak 2017 yılından bu yana 5 kez faiz artışı gerçekleştirdi. Trump'ın faiz ile alakalı sarf ettiği cümleler, Beyaz Saray'ın 20 yıldan uzun zamandır Amerika Merkez Bankası'nın para politikasına saygı duyarak,konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçınması geleneğini ihlal etti.
Trump ne demişti; Fed'in borçlanma maliyetini artırdığını ve ekonomiyi yavaşlattığını ifade ederek, "Bu konuda mutlu değilim. Ancak aynı zamanda Fed'e hangisi iyiyse onu yapmaları konusunda izin veriyorum". Trump'ın bu açıklamalarının ertesinde Dolar Endeksi değer kaybetti. (Dolar endeksi tanım olarak, ABD Doları'nın Euro, Japon Yeni, İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı gibi uluslararası piyasalarda yüksek hacme sahip, gelişmiş ülkelerin para birimleri karşısındaki sepet kur değerini ifade eder.)
Trump’ın açıklamaları sonrası dolarda düşüş, bir süredir düşüşte olan altın fiyatlarında ise yükseliş görüldü. Hareketlenmeler tepki boyutunda kaldı. Fed Başkanı Powel da Trump’ın ticaret savaşına ilişkin hamlelerini eleştirmişti. Merkez bankalarıyla hükümetler arasında zaman zaman görüş ayrılığı olabiliyor. Yalnız Fed, Trump’a uyacak olursa buna en çok Türkiye gibi dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülkeler sevinecektir.
Donald Trump Ticaret savaşından sonra bir savaşta ABD Merkez Bankası (Fed) ile başlattı. Trump, “Fed’in faiz artırması konusunda mutlu değilim”diyerek Fed’i eleştirdi. Halbuki birkaç gün önce Fed başkanı Powell, “Kademeli faiz artışına devam” demişti. Fed kaynaklı açıklamalarda Trump’tan etkilenilmeyeceği görüşüne yer verildi.
Donald Trum'ın bu çıkışı aslında yeni değil. 20 Ocak 2017 de göreve başlamadan hemen önce de Amerikan dolarının aşırı değere sahip olmasının kendilerine zarar verdiğini söylemişti. Özellikle Çin'i suçlayarak,"Çin kendi para birimini düşük tutuyor. ABD dolarının aşırı değerli olması sebebiyle de bizim şirketlerimiz onlarla rekabet edemiyor" ifadesini kullanmıştı. Trump'ın bu sözleri, ABD Hazine Bakanlığı ve daha önceki başkanların 'güçlü doların ülke çıkarlarını temsil ettiği' fikrinden farklı.
Doların küresel piyasalarda etkisi
Amerikan doları, dünya ticaretinde en yaygın kullanılan para birimi olma konumunu sürdürüyor. Uluslar arası ticaretin yaklaşık yüzde 60'ı dolarla, yaklaşık yüzde 20'si euro ile, kalanı ise diğer para birimleri ile yapılıyor. Uluslararası rezervlerin de büyük bölümü bu iki para biriminden ve altından oluşuyor. Tüm dünyada yaklaşık olarak 7 trilyon dolar değerinde döviz, yaklaşık 4 trilyon dolar değerinde altın rezervi tutuluyor. Doların bu kadar güçlü konumda olması ABD'yi yatırımlar için vazgeçilmez hale getiriyor.
Donald Trump Haklı mı?
Yazıyı Hazırlayan:Arda GÜRSOY
gursoyarda@hotmail.com